2 Mayıs 2014 Cuma

Alışamadığım Kalıplar

Bugün alışamadığım kalıplardan iki tanesini yazacağım. Kalıp dediğim, her gün duyduğumuz kalıplaşmış cümleler.

Uzatmıyorum. Birinci kalıp güzel kızlar için kullanılan "Allah sahibine bağışlasın" kalıbı. Hakkaten garip bir dil, garip bir kalıp, garip bir zihniyet. Daha önce bir arkadaşıma da bahsetmiştim bundan. Bir de bu kalıbı kullandığınız zaman çevrenize göre "Adamsın" , "Adamın dibisin" , "Helal olsun" , "Aynen" gibi tepkiler alırsınız. Biride çıkıp demiyor ki insandan bahsediyoruz, ne sahibi?

Böyle bir kalıp olmasının veya bu cümlenin kalıplaşmasının sebebi tahmin de edebileceğiniz gibi sahiplenme duygumuz olabilir. Ancak bir "insanı" sahibiymiş gibi sahiplenmek cidden ilginç. Şahsen bir bayan olsam siktiri çekerim şunu duyduğumda. Neyse, bir link verip bir sonraki kalıba geçiyorum.


Hayvanlardan nefret eden birini tanıyor musunuz hiç? veya hayvanları sevdiğini söyleyen birini? Bizim toplumda hayvanı "seven" insanlar istisnadır bence. Balığına aşık olan adamı demiyorum. Normal düz hayvan sevgisi. Biz bir köpek cinsine "süs köpeği" adını takmış bir toplumuz. Hiçkimse yadırgamamış, hemen kabullenmişler. Ya olacak iş değil yemin ediyorum. Nasıl süs köpeği ya? Koyuyosun öyle süs olarak mı duruyo nasıl süs köpeği? 

Hayvanlara bakış açımız bariz belli ya. Bu kadar boş ve acımasız bir bakış açısı olmayan insanların hayvanları şanslı bence. Olm değer verin işte canlıya. Kullanmayın, süs köpeği diyecek kadar acımasızlaşmayın. Gözünüzü seveyim.

Bu arada bu kadar hayvan sevgisi falan dedim, bu sabah bir sineği zevkine öldürmüştüm. Bayağı kitabı açıp konsun diye bekledim ve konduğunda tost yaptım. Ama yinede sevelim lan hayvanları. Şş. Sevelim. Neyse yine bir linkle bitireyim. Bitirdim (0:47-0:57 favorim).
Read More

Blog Hakkında

-

Total Pageviews

Powered By Blogger · Designed By Seo Blogger Templates